1871 yılından bu yana, kahve üretimine bir sanat gibi yaklaşan Kurukahveci Mehmet Efendi; bu zanaatı beraberindeki ustalık, bilgi, tecrübe ve inceliklerle babadan oğula ustadan çırağa aktarmaya devam ediyor.
Türklerin dünyaya armağan ettiği Türk Kahvesini, gelecek nesillerle de buluşturma bilincini taşıyan firma, kahveseverlere her yudumda aynı kalite ve keyfi ulaştırmayı amaçlıyor.
19’uncu yüzyılda Türk kahvesi çoğunlukla çiğ çekirdek olarak satılıyor, evlerde tavada kavrulduktan sonra el değirmenlerinde çekiliyor ve içiliyordu.
1871 yılında işi babasından devralan Mehmet Efendi, çiğ çekirdek kahveyi özenle kavurup dibekte öğüterek müşterilerine hazır olarak satmaya başlar. İstanbul Tahmis Sokağı’nda taze mis gibi kavrulmuş kahve kokusu çevreye yayılmaya başlar.
Mehmet Efendi müşterilerine sağladığı bu kolaylıkla, bir süre sonra “Kurukahveci Mehmet Efendi” lakabıyla anılır.
Kahve sektöründe sürekli büyüyen bir dünya şirketi olarak Kurukahveci Mehmet Efendi’nin misyonu “tüm kahveseverleri ürettiği Nefis Türk Kahvesi ile buluşturmak ve kaliteden ödün vermeden tüm dünyada geniş kitlelere Türk Kahvesini tanıtmaktır.”
Kurukahveci Mehmet Efendi’nin üretim sürecinde geliştirdiği özel teknoloji ve metotlar ile kalite için yaptığı yatırım ve araştırmalar, Türk Kahvesindeki farklılık ve üstünlükleri ortaya koymaktadır. İşte bu sayede tüketicilere, her fincanda daima aynı üstün kalitedeki Nefis Türk Kahvesi ulaşır.
1871 yılından beri süregelen yenilikçi ve titiz yaklaşım, günümüzde de bir şirket politikası olarak aralıksız devam etmektedir. Geleneksel üretim metotları en son teknolojilere adapte edilerek kullanılmakta; yılların bilgi, birikim ve tecrübesi bu yenilikçilik ruhuyla birleşince ortaya özel bir kahve, eşsiz bir lezzet çıkmaktadır. Böylece tüketicilerin de her yudumda hayatlarına keyif ve mutluluk katmaları amaçlanmaktadır.
Müessese 1930’lu yıllardan beri çeşitli yurtiçi ve yurtdışı fuarlar ve festivallerde yer alarak, katılımcı ve konuklara Türk Kahvesi sunumu yapmaktadır. Tadımlar sırasında Türk Kahvesinin tarihçesi ve kültürümüzdeki yeri anlatılmakta, kültür elçiliği görevi büyük bir gururla yerine getirilmektedir.
Kariyer Günleri
Kahve Festivali
Kariyer Günleri
Petroleum – İstanbul
Migros – İyi Gelecek Festivali
Kahve Festivali
Coffex İstanbul
İstanbul Gençlik Festivali
Ramazan Etkinlikleri
Bahar Şenlikleri
Bahar Şenlikleri
28. Kakava Kültür ve Sanat Şenliği
İstanbul Kahve Festivali
Ankara Kahve Festivali
İzmir Kahve Festivali
Antalya Kahve Festivali
Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi
Gıda Fuarı
Kahve ve Çikolata Festivali
1931 yılında vefat eden Mehmet Efendi’nin ardından oğulları Hasan Selahattin, Hulusi ve Ahmet Rıza Beyler baba mesleğini sürdürdüler.
Aile 1934 yılında “Kurukahveci” soyadını aldı. Mehmet Efendi’nin vefatından sonra ailenin en büyüğü Hasan Selahattin (1897–1944) yurtdışının önemini kavrayarak uluslararası etkinliklere katılmaya karar verdi. Böylece Türk Kahvesini yurtiçine olduğu kadar yurtdışına da pazarlayarak tanıtmaya başladı.
Hulusi Bey (1904–1934) dönemin gelişen teknolojisini göz ardı etmeyerek toplu üretimi gerçekleştirdi.
İstanbul Tahmis Sokağı’ndaki dükkânın yerine, dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar’a günümüzde de kullanılmakta olan “art deco” tarzında bir bina inşa ettirdi.
Ayrıca 1932 yılında, dönemin usta grafikeri İhap Hulusi Bey’e bir amblem çizdirtti. Bu amblem günümüzde de kullanılmaktadır.
Genç yaşta hayata veda eden Hulusi Bey’in ardından yönetimi, yurtdışında eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Rıza Kurukahveci devraldı. Ahmet Bey’in dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor olması, onu reklama ve firmayı çağdaşlaştırma yönünde adımlar atmaya yöneltti.
Bu dönemde kahve, parşömenli kâğıt paketlere konularak şehir içindeki bakkallara otomobil ile dağıtılmaya başlandı. Böylece Türkiye’de bir ilk daha gerçekleştirilmişti.
Ayrıca o yıllarda büyük yenilik olarak tanımlanan afiş ve takvim çalışmaları ile firmanın reklamları yaygınlaştırıldı. Özel arabalarla yurtiçinde kahve dağıtımı da bu dönemde başladı. Galatasaray Sahne Sokağı’nda bir şube açıldı.
Bugün Kurukahveci’nin yönetiminde olan Mehmet Efendi’nin torunları; Ahmet Rıza Kurukahveci’nin vefatından sonra yönetimi devraldılar.
Kurukahveci Mehmet Efendi, dünya çapında yaygınlaşan bir kahve üreticisi olmasına rağmen, halen bir aile şirketi olma özelliğini koruyarak, 1871’den günümüze ulaşan kalitesini modern teknolojileri kullanarak sürdürmektedir.
Kurukahveci Mehmet Efendi kahvesi; Avrupa, Amerika, Asya, Avustralya ve Afrika kıtalarındaki 55 ülkeye ihraç edilerek modern ambalajlarda tüketicilere sunuluyor.